Adının anlamı Eski Mısırca’da bitirmek, tamamlamak olan Atum, Heliopolis Enneadı sistemine göre dünyanın yaratıcısı, tamamlayıcısı, oluşturucusudur. Aynı zamanda kendisinden önceki kaosu bitirici olarak da ifade edilebilir elbette. Sadece bununla da kalmaz, aynı zamanda tanrılar da kendisinden ortaya çıkmıştırlar. Eski Mısır’ın en önemli dini metinlerinden biri olan Piramit Metinleri’nde Firavun’un hem yaratıcısı, hem de babası olarak kabul edilir. Başında Mısır’ın kırmızı ve beyaz çifte tacıyla ya da yanda görüldüği gibi bir kraliyet peruğu/örtüsü ile birlikte resmedilir. Firavun faresi, kertenkele, arslan, boğa ve maymun şeklinde de tasvir edilir. Sembolüyse skarab denen özel ve Akdeniz havzasına (zamanında yapılan bir hatayı böylece burada düzeltmiş oldum; zira sadece Kuzey Afrika'ya özgü demiştim daha önce yayınladığımda bu yazıyı. Teşekkürler Gnshksvr!) özgü bir pislik böceğidir. Tanrı Khepri’yi anlatırken bu böceği daha ayrıntılı yazacağım için, bunu burda noktalıyorum.
Atum’la ilgili en ilginç kısımsa herhalde dünyayı yaratış biçimidir. Piramit Metinleri’nde de ayrıntılı bir biçimde ifade ettiği gibi, Heliopolis Yaratılış Efsanesi’ne göre, ‘canı sıkılmış olan’ tanrı Atum, dünyanın olmadığı bir sırada var olar sular (Nu) üzerinde bulunan bir tepede otururken – ki bu tepe Heliopolis’tedir ve bugünkü Kahire kenti sınırlarında kalır (ne kadar ilginç, değil mi?) – mastürbasyon yapar. Bunun sonucu ortaya çıkan semenden Hava Tanrısı Şu ve Su Tanrıçası Tefnut doğar.
Atum’un aynı zamanda bir Güneş Tanrısı olduğu için ona Ra’yla birlikte Atum-Ra formunda da tapılır. Bu özelliğiyle Mısırlılar Atum’un, Eski Krallık devrinde ölmüş olan Firavun’un ruhunu alıp cennete götürdüğüne de inanmaktalardı.
Atum’la ilgili son bir not daha: Bir inanışa göre de Atum’un bir de eşi vardı: Iusaaset. Tanrıların Tanrıça Iusaaset’le girdiği ilişkinin ürünü olduğu da söylenir. Ancak Iusaaset kabaca ‘Önce Gelen Yüce Olan’ anlamına geldiği ve bu nedenle aslında Atum’un da anası olabileceği gibi – ki kesin bir bilgi yok bununla ilgili, vardıysa bile herhalde çok önceden bu inanış terk edilmişti tahminimce – Atum’un gölgesi veye ‘eli’ olarak da tasvir edilmiştir... Bu tabii Heliopolis Efsanesi’nin ‘elini güçlendiren’ bir bilgi haliyle.
Her şey bir yana, Iusaaset Mısırlılarca Hayat Ağacı olarak kabul edilen akasya ağacıyla özdeşleştirilir... hatta bildiğim kadarıyla belirli bir akasya ağacıyla yapılan bu özdeşleştirme nedeniyle, tanrıların doğum yeri de bilinir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder