History will be kind to me, for I intend to write it... Winston Churchill

21 Eylül 2011 Çarşamba

Amonet ve Amon

Amonet ve Amon, Hermopolis Ogdoadı'nın üyesi iki tanrıydılar; her Ogdoad çiftinde olduğu gibi, ikisi aslında bir konseptin erkek ve dişi yönüydüler; Amonet dişi, Amon erkekti. Dişinin simgesi hayvan yılanken, erkeğinki kurbağaydı. Tipik bir Ogdoad çifti olmaları nedeniyle Amonet ve Amon aslında asla birbirlerinden bağımsız olmayan tanrılar olmaları gerekirdi. Ancak özellikle 12. Hanedan’dan itibaren Tanrıça Mut, Amon’un eşi olarak Amonet’in yerini almaya başladı. Teb kentinin bir yerel tanrıçası olan Amonet, bölgesel önemini korudu ve Firavun’un bu bölgedeki koruyucusu olmaya devam etti.

Ne var ki, Amon’un eşinin Mut’la değiştirilmesiyle başlayan süreç, Amon’un Güneş Tanrısı Ra’yla birleştirilerek Amon-Ra adıyla tapılmasına ve Amon’u bir anda Mısır panteonunun tepesine oturtmasına neden oldu. O kadar ki, Mısır tarihinin en büyük ve dünya tarihinin en büyük tapınaklarından birinin kendi adına, aşağı yukarı bin yıllık bir süreç içinde inşa edildi.

Teb Triadı’nın bir üyesi olan Amon’un bu dönemini ayrıca Amon başlığında ele alacağım için bu noktada duruyorum. Ancak Amonet’le ilgili bir iki şeyi de eklemeden yazımı bitirmek de istemiyorum. Şöyle ki, Amonet – ki adının anlamı, aynı Amon gibi ‘Gizli olan’ demektir – katiplerin ve tarihçilerin koruyucusuydu. Firavunun devamlı danıştığı bu kişilerin kayıtları doğru tutmaları için onları korurdu, onlara yardımcı olurdu, kayıtlarını kontrol ederdi. Kadın formunda da tasvir edildiği olan Amonet, başında Yukarı Mısır’ın kırmızı tacıyla, bir tahtta otururken elinde papirüsten yapılmış bir asa ile betimlenirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder